ABD Başkanı Donald Trump ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Alaska Eyaleti’nde bulunan Joint Base Elmendorf-Richardson üssünde yaklaşık üç saat süren kritik Alaska zirvesi gerçekleşti. Zirve, Ukrayna savaşına dair umut edilen anlaşma beklentilerine rağmen somut bir sonuçla tamamlanmadı.

Zirvenin Genel Görünümü

İki lider, görüşmeyi “yapıcı” ve “olumlu” olarak nitelendirdi. Ancak, ilerleme sağlandığına dair ifadeler kullanmalarına rağmen herhangi bir anlaşma duyurusu yapılmadı. Zirve salonunda yer alan “Pursuing Peace” (Barışın Peşinden Gitmek) sloganı, toplantının temel amacını yansıtsa da sonuçlar beklentileri karşılamadı. Planlanan ortak öğle yemeğinin iptal edilmesi, liderlerin görüşmeyi beklenenden daha kısa tutmayı tercih ettikleri yorumlarına yol açtı.

Trump ve Putin’in Açıklamaları

Trump, “Anlaşma, anlaşılana kadar gerçekleşmez” sözleriyle dikkat çekerken, bazı önemli konulara henüz değinmediklerini ifade etti. Putin ise Avrupa ve Ukrayna’ya, süreci sabote etmemeleri yönünde uyarıda bulundu. Her iki lider de basın karşısında net bir yol haritası sunmadı ve kritik başlıklar kapalı kapılar ardında kaldı. Görüşmede enerji güvenliği, nükleer silahların kontrolü ve insani koridorların açılması gibi başlıkların da gündeme geldiği kulislerden sızan bilgiler arasında yer aldı.

Zirvenin Yansımaları

Alaska zirvesi için siyasi analistler, zirvenin diplomatik anlamda Putin’e sembolik bir avantaj sağladığı görüşünde. Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından hakkında yakalama kararı bulunan Putin’in ABD’ye davet edilmesi, uluslararası arenada geniş yankı uyandırdı. Ekonomik piyasalarda ise sınırlı bir etki görüldü; enerji hisselerinde hafif dalgalanma yaşansa da genel tablo değişmedi. Bazı yorumcular, zirvenin daha çok iki liderin kamuoyu önünde siyasi imaj güçlendirme çabası olarak görüldüğünü belirtiyor. Bu durum, özellikle seçim dönemlerinde liderlerin iç politikada kullanabileceği bir avantaj haline gelebiliyor.

Ukrayna ve Batı’nın Tutumu

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, Alaska zirvesine davet edilmemesini eleştirerek, barış sürecine doğrudan dahil olunması gerektiğini yineledi. Avrupa ülkeleri ise toprak tavizleri ve NATO’nun genişlemesi gibi konularda geri adım atılmaması gerektiğini vurguladı. Batılı diplomatlar, önümüzdeki aylarda yeni müzakere turlarının gündeme gelebileceğini, ancak bunun ciddi tavizler gerektireceğini ifade ediyor. Bazı gözlemciler ise bu sürecin, taraflar arasındaki güvenin yeniden tesis edilmesi açısından kritik bir test olacağına dikkat çekiyor.

Alaska zirvesi sembolik bir buluşma olarak tarihe geçti ancak Ukrayna krizine dair somut bir çözüm üretmedi. Liderlerin açıklamaları, sürecin halen belirsizliklerle dolu olduğunu gösterdi.

Ayrıca Orban, Ukrayna Savaşı çoktan kaybetti! isimli yazımıza bakabilirsiniz.